“`html
Suriye’deki Yeni Yönetim ve Yatırım Arayışları
ABD ve Avrupa’nın Suriye üzerindeki yaptırımları kaldırmasının ardından, ülkenin yeni yönetimi, uluslararası sermayeyi çekebilmek adına ekonomik yatırımları artırmak için yoğun bir çaba içerisinde. Aynı zamanda, Suriye’nin yönetim ve güvenlik sorunlarını çözmek için Kürtler ve diğer etnik gruplarla olan iletişimlerini güçlendiriyor. Şam yönetimi, Dürzi nüfusunun yoğun olduğu güney bölgede askeri faaliyetlerini artırarak, İsrail ile doğrudan görüşmelere başlamışken, İsrail de sınır hattında tampon bir bölge oluşturma çalışmalarını tamamladı.
2011 Yılından Sonra Yeni Fırsatlar
2011 yılında başlayan protestolarla köklü bir değişim süreci içine giren Suriye, Esad yönetiminin 8 Aralık’ta düşmesiyle yeni bir dönemin eşiğine geldi. Ülkenin yeniden inşası ve ekonomik yeniden yapılandırılmasında, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Kuveyt gibi Körfez ülkeleri öne çıkıyor. ABD ve Avrupa Birliği’nin uyguladığı ambargoyu kaldırmasıyla birlikte, birçok ülke yatırım fırsatları için Şam yönetimi ile irtibata geçerken, etnik meselelerin devam etmesi ve silahlı grupların varlığı gelecekteki belirsizlikleri artırıyor. Şam yönetiminin merkezi otoriteyi koruma çabası, “özerklik” ya da “federasyon” taleplerine karşı duruşu, büyük krizlere yol açabilir ve iç savaşı tetikleyebilir.
Kürtler ve Dürzilerden Silah Teslimatına Yanıt
Şam yönetiminin Savunma Bakanlığı, on günlük bir süre zarfında birçok küçük silahlı grubun silahlarını teslim ettiğini belirtirken, Kuzeydoğu Suriye’deki Kürtler ve güneydeki Dürziler, silah teslim etmeyeceklerini duyurdu. Savunma Bakanlığı bünyesinde yeni bir Suriye ordusu yapılanırken, binlerce kişi hızlandırılmış eğitim programlarına alındı ve yeni tümenler ile birlikler oluşturulmaya başlandı.
Silah Bırakma Süreci ve SDG
Suriye Geçiş Hükümeti Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, silah bırakma süresinin dolmasının ardından yaptığı açıklamada, bu sürecin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kapsamına girmediğini vurguladı. İki taraf arasında var olan farklı bir anlaşmayı dile getiren Kasra, hiçbir grubun savunma bakanlığının yetkisini aşarak hareket etmeyeceğini belirtti. “Ulusal askeri doktrine sahip bir ordu” kurma hedefi doğrultusunda çalışmalar yürütüldüğünü ekledi.
Hol Kampı’ndaki Gelişmeler
Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ve SDG Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşmanın sahadaki uygulamaları devam etmekte. IŞİD’in mensupları ve ailelerinin tutulduğu Hol kampındaki Suriyelilerin tahliyesine yönelik önemli bir toplantı gerçekleşti. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi resmi sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı duyuruda, Şam’ın, Hol Kampı’ndaki Suriyeli ailelerin kendi bölgelerine dönmelerini sağlamak amacıyla ortak bir mekanizma geliştirdiğini açıkladı. Bu toplantıda, uluslararası koalisyon temsilcileri de yer aldı.
Hol Kampı Ziyareti
Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Suriye hükümetine bağlı bir heyet geçtiğimiz cumartesi, Hol Kampı’nı ziyaret etti. 10 kişilik heyet, geçici hükümetin kampa gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret olurken, IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun yetkilileri de bu ziyarete katıldılar.
IŞİD’in Aileleri ve Kamptaki Durum
Haseke vilayetindeki Hol Kampı, kötü yaşam koşulları ve güvenlik sorunları nedeniyle uzun zamandır dikkatleri üzerine çekiyor. 2019’da IŞİD’in yenilgiye uğratılmasının ardından, kampta yaklaşık 40 bin kişi, çoğunlukla Iraklı ve Suriyeliler olmak üzere tutulmaya devam ediyor. Aynı zamanda, dünya genelinden IŞİD’e katılanların aileleri de burada yaşamaktadır.
Kürtlerin Şam’daki Görüşmeleri
Kuzeydoğu Suriye yönetimi ile yeni Suriye güçleri arasındaki sorunların çözümü için bir Kürt heyetinin Şam’a gittiği bildirildi. Heyetin, Suriye Geçici Devlet Başkanı Şara ile SDG yetkilisi Mazlum Abdi arasında 10 Mart 2025’te imzalanan anlaşmanın uygulama detaylarını görüşeceği öğrenildi.
Heyette Kimler Var?
Görüşmelere katılan Kürt heyetinde, Demokratik Birlik Partisi (PYD) Genel Başkanlık Divanı üyesi Fevza Yusuf, Suriye’nin Geleceği Partisi Genel Başkanı Abdulhamid El-Mahbaş, Özerk Yönetim Maliye Otoritesi Eş Başkanı Ahmed Yusuf, Süryani Birlik Partisi Genel Başkanı Sanharib Barsoum, Kadın Koruma Birlikleri Genel Komutanlığı üyesi Sozdar Hacı bulunuyor. Heyetin sözcüleri ise Meryem İbrahim ve Yaser Süleyman olarak belirlendi.
Görüşmenin Gündemi
Görüşmelerde, özerk yönetimin sivil ve güvenlik kurumlarının geleceği, bu kurumların Suriye devletine entegrasyon mekanizması, kuzeydoğudaki eğitim ve ulusal kaynaklar, idari yapıların durumu ve merkezi otorite ile ilişkileri gibi kritik konular ele alınacak.
Kürt Heyetinin Hazırlıkları
Tam donanımlı bir Kürt heyetinin, “Ulusal ve siyasal” hakları tartışmak üzere Şam’a gitmek için hazırlık yaptığı aktarıldı. Bu bağlamda, ortak bir “Siyasi Vizyon Belgesi” temelinde Kürt sorununu ele almak amacıyla bir uzman heyeti kurulması planlanmaktadır.
Ademi Merkeziyetçilik Üzerine Vurgular
Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi danışmanlarından Çiya Kurd, Şam yönetimi ile yapılacak görüşmelerde taleplerinden geri adım atmayacaklarını açıkladı. Kurd, “Yeni Suriye yönetiminde çoğulculuk ve ademi merkeziyetçilikten taviz vermeyeceğiz. Çünkü, ülkenin sorunlarına tek çözüm bu. Merkezi bir siyasi sistem, farklı bölgelerin ve toplulukların özelliklerini göz ardı edemez,” dedi. Şam yönetiminin merkeziyete yapılan vurgusunun, ülkede büyük bir iç savaş riski doğurabileceğini belirtti.
İsrail Sınırında Tampon Bölge Çalışmaları
İsrail merkezli Ynet internet sitesi, Esad yönetiminin sona ermesinin ardından İsrail ordusunun Suriye topraklarındaki faaliyetlerine ilişkin detaylı bir rapor yayımladı. Bu raporda, artan gerginlik ve değişen koşullar çerçevesinde, İsrail ordusunun Suriye’de savunma amaçlı bir tampon bölge oluşturma aşamasında olduğuna dikkat çekildi.
İkili Görüşmelerle Güvenlik Tespiti
Suriye’nin güneyine konuşlanmış olan İsrail ordusunun varlığı, yeni Şam yönetimi üzerinde rahatsızlık yaratmaya devam ediyor. Daha önce aracılarla yapılan dolaylı müzakereler, artık yüz yüze görüşmelere dönüşmüş durumda. Reuters’a göre, İsrail ve Suriye, güvenlik tehditlerini asgariye indirmek adına doğrudan görüşmelere başladı. Sınır bölgelerinde ve işgal altındaki topraklarda yapılan bu doğrudan görüşmelerde, olası çatışmaların önlenmesi ve sınır ihlallerinin yönetilmesi gibi konular ele alındı.
“`