Gazze’nin kuzeyi-güneyi farkı kalmadı, İsrail ayrım gözetmeksizin her yeri bombalıyor… Netanyahu’nun kuşattık, kuşatıyoruz dediği de Hamas, İzzeddin El Kassam Tugayları falan değil, Filistin halkı… Yani başlangıçta “HAMAS’ı bitireceğiz, tünelleri yok edeceğiz, rehineleri kurtaracağız” diye kendince hedefler koyan Netanyahu’nun şu ana kadar tek yaptığı çocuk, kadın ayırt etmeksizin Filistinli sivil katliamı… Diğer konuları ise sosyal medya platformundan paylaştığı yalan, yanlış, düzmece görüntülerle ya da söylemlerle daha çok propaganda savaşıyla idare etmeye ve bir başarı algısı yaratmaya çabalıyor. Bu anlamda sahaya bakıldığında ise tam tersi bir görüntü söz konusu… Kassam Tugayları, Gazze’de 10 İsrail askeri ve aralarında albay, yarbay düzeyinde rütbelilerin olduğu subayını öldürdüğünü daha yeni duyurdu. Ondan öncesinde de Kassam Tugaylarınca daha başka ve çok sayıda İsrail askerini öldürme ile tank vurma açıklamaları da oldu. İsrail açısından hafiften bozgun havası var açıkçası… Dolayısıyla saha gerçekliğiyle Netanyahu’nun söyledikleri örtüşmüyor. Hatta İsrail ordusunda savaşın gerçek yüzüyle karşılaşan profesyonel olmayan askerlerin ikinci harekât bağlamında daha çekinceli davrandıkları ve kendilerini bir şekilde harekât, çatışma dışına çıkarabilmek adına psikiyatrik belirtiler göstermeye başladıklarına dair bir değerlendirme, görüş var. Üstelik bunu da söyleyen kim? Bizzat İsrail Savunma Bakanlığı Rehabilitasyon Daire Başkanlığı… Hazırladıkları rapora göre; savaşın başlangıcından bu yana yaralanan asker sayısı, bedensel engelliler listesine alınan 2 bin asker de dahil olmak üzere, 5 bini aşmış durumda. Her gün rehabilitasyona ihtiyaç duyan 60 asker ve güvenlik gücü mensubu var, son zamanlarda da bu rakam 300’ü geçmiş…
***
Bu elbette savaşın ve muharebenin doğası gereği psikolojik rahatsızlıklar olarak yorumlanabilir. Ama bunun bir de askerde firar, temaruz (hastalığını abartmak veya olmadığı hâlde bir rahatsızlığı varmış gibi göstermek) boyutu da var. Ordu içerisinde böyle bir durum söz konusuysa da bu ciddi anlamda sıkıntı demek. Bu durumu eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’e sordum. Öncelikle de artan psikolojik rahatsızlık başvurularının İsrail askerinin çekindiği anlamına gelip gelmediğini. Yanıtı şuydu:
“Gelmez olur mu? 2 bin tane asker engelli olmuş bunları görüyorlar duyuyorlar. Mesela son olarak Hamas 10 İsrail askerini öldürdü bunlar ordunun büyük bir kısmına yansıdığı zaman ordu savaşma imkân, kabiliyetini kaybeder. İşin gerçeği bu. Büyük ihtimalle bunların eğitimleri falan da az. Daha evvel askerlik yapan yedek askerleri çağırdılar. Gelmek başka bir şey ama savaşın getirdiklerini gördüğü zaman ateş altında kalıyorsun yanında arkadaşın ölüyor, kolu bacağı kopanlar oluyor. Bütün bunlar cephe gerisine intikal ediyor bir şekilde, ister istemez de ordunun savaş gücünü azaltıyor. Evet silah, mühimmat malzeme çok önemli ama asker ayakta durmazsa hiçbir anlamı yok. Sonuçta bu işin iskeleti asker.”
İsrail ordusu açısından sorun var yani?
“Ciddi bir sorun ciddi bir risk… Başta daha azmış, şimdi artıyor. Sorunlar ortaya çıktıkça da artacaktır. Bu yarın öbür gün biraz daha devam ederse cepheden kaçmaya başlarlar ölüm korkusuyla. Sonuçta can pazarı… Nutuk atmaya benzemiyor, kol bacak kopuyor, kolay değil…”
Peki ya kolu bacağı kopanların çokluğu bunun İsrail ordusu üzerindeki olası etkileri? Pekin’in buna yanıtı da şöyleydi:
“Bu aynen ABD’lilerin Vietnam’da olduğu gibi bacağı kolu kesilmiş gözleri görmeyen İsrail askerinde de sendrom oluşturacak. Daha evvel üstünlükleri vardı çünkü hava kuvvetleri geliyor vuruyordu. Başka insanlar ölüyor, öldürülüyordu ama şimdi kendileri ölüyorlar. Kassam Tugaylarının büyük direnci karşısında çok fazla zayiat vermeye başladılar. Masa üzerinde İsrail’in bu işten çıkması kolay olabilir ama sahada Hamas onlara kök söktürüyor şu anda. İsrail başarılıyım dese bile bunu ne kendi kamuoyuna anlatabilir ne de dünyaya. Şu anda ordusu biçiliyor. Netanyahu kendi kariyerini kurtarmaya çabalıyor ama İsrail vatandaşlarının cesetlerine, kopmuş bacaklarına, kollarına basarak bu işi yapmaya çalışıyor. Böyle bir başarı olmaz. Buna ancak Pirus zaferi denir. Sonuçta Vietnam sendromu gibi Hamas sendromu çıkacak İsrail için.”
***
Yani kanlı elleriyle Netanyahu kendince bir başarı hikayesi yazmak istiyor ama anlamsız bir zorlamayla hedefe kendisini koydu aslında… Bir yanda katlettiği Filistinli sivillerden oluşan utanç tablosu, diğer yanda da ölümlerine ve engelli hale gelmelerine serbestlik verdiği kendi askerleri var. Bunların hepsinin hesabı da yarın bir gün mutlaka sorulacaktır kendisinden…