Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ” İsrail, 1967’de işgal ettiği topraklardan çekilmeli. 1967 sınırlarında toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ancak bu sorun çözülebilecek. Bu politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.
Bakan Tunç, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2025-2026 Akademik Yılı açılış töreninde “İlk Dersimiz Gazze-Filistin” başlıklı akademik açılış dersini verdi.
Yeni dönemin eğitim camiası için başarılarla geçmesini temenni eden Tunç, ilk derste Filistin ve Gazze meselesinin konuşulmasının çok anlamlı ve önemli olduğunu söyledi.
Filistin ve Gazze konusunda konuşulacak söz kalmadığını belirten Tunç, “Maalesef 7 Ekim’den iki yılı aşkın süredir bir soykırım suçu işlendi ve 68 binden fazla insan şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. 20 bini aşkın çocuk, yani her gün bir sınıf dolusu çocuk katledildi. Dünyanın gözü önünde çocuklar, kadınlar katledilirken ne çocuk ne kadın haklarından bahseden Batılıların hiç sesi soluğu çıkmadı. Adeta oradaki katliama destek verircesine politika izlediler, soykırımcıları ziyaret ettiler. Soykırımcıları kendi ülkelerinde ağırladılar, alkışladılar, o soykırım suçunu işleyenlere adeta ortak oldular. Maalesef dünyanın gözü önünde bu gerçekleşti.” diye konuştu.
İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi yönünde uluslararası kuruluşların aldığı kararların olduğunu, bu kararların hiçbirinin uygulanmadığını ve sadece kağıt üzerinde kaldığını aktaran Tunç, şöyle devam etti:
“Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin önüne gelip bu kararlarla ilgili bir görüşme yapılamadı. İnsani yardım önergeleri BM Güvenlik Konseyinin önüne getirildi, maalesef ABD’nin vetosuyla karşı karşıya kalındı. İnsani yardım önergesini bile reddeden bir Güvenlik Konseyi var. Yani insanlığın güvenliğini sağlamakla görevli kuruluş, insani yardım önergesini reddedebiliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi, soykırımcıların yargılanmasıyla ilgili… Ayrıca orada da bir soruşturma var. O soruşturmada İsrailli soykırımcılarla ilgili yakalama kararı talep edildi. Tutuklamaya yönelik kararlar alındı ama bunların hiçbiri uygulanamadı.”
Bu süreçte Batılı ülkelerin “Haklısınız, meşru müdafaa.” diyerek İsrail’e cesaret verdiğine dikkati çeken Tunç, Cenevre Sözleşmeleri ile BM’nin uluslararası sözleşmelerine taraf ülkelerin bu sözleşmelerin hiçbirine sadık kalmadıklarını vurguladı.
Bakan Tunç, Gazze’de ateşkesin sağlanmasının önemli olduğunu, bunun için Türkiye’nin de önemli gayretler gösterdiğini belirterek, “Bu sorunun kalıcı çözümü özgür bir Filistin Devleti kurulmasından geçiyor. İsrail, 1967’de işgal ettiği topraklardan çekilmeli. 1967 sınırlarında toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ancak bu sorun çözülebilecek. Bu politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Ben ‘hukuk devleti’ dedikçe birileri bundan rahatsız oluyor”
Türkiye’de fiziki kalkınma ve teknolojik imkanlar, alt ve üstyapı yatırımları gibi konularda önemli ilerlemeler sağlandığının altını çizen Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir yandan Türkiye’nin fiziki kalkınmasını gerçekleştirirken diğer yandan da Türkiye’nin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması, hukuk devleti ilkesinin tahkim edilmesi anlamında önemli mesafeler alındı. Ben ‘hukuk devleti’ dedikçe birileri bundan rahatsız oluyor. Neden rahatsız oluyorlar? Çünkü hukuk devletinden rahatsız olduklarını görüyoruz. ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuk devletidir.’ diye konuşmamın içinde söylediğim zaman birileri maalesef çok rahatsız oluyor. Onların hukuk devletinden anladıkları 27 Mayıs hukuk devleti, 27 Mayıs yargısı. Adnan Menderes’i ve bakanları asan yargı sistemi. Onların hukuk devletinden anladıkları 12 Eylül yargısı. Gençlerin yaşını büyüterek, ‘Bir sağdan, bir soldan’ diyerek idama mahkum eden yargı. Onların bağımsız ve tarafsız yargıdan anladıkları 28 Şubat vesayetçilerinin karşısında el pençe duran, hazır ola geçen yargı sistemi. 28 Şubat’ta üniversite birincisi kızlarımız yaka paça kürsülerden atılırken yargı o atanları soruşturdu mu, soruşturmadı. İşte istedikleri yargı, o yargı sistemi. Ama bizim hukuk devletinden anladığımız, 15 Temmuz darbecilerinden hesap soran yargı, yolsuzluktan da hesap soran yargı, hırsızlıktan da hesap soran yargı. İşte o nedenle hazmedilemeyen de bu.”
Bakan Tunç, hedeflerinin “Terörsüz bir Türkiye” olduğuna dikkati çekerek, 41 yıldan bu yana milletin enerjisinin harcandığı, gelişmesinin, kalkınmasının önünde büyük bir engel teşkil eden ve binlerce şehit verilmesine neden olan terör belasından kurtulmak zorunda olduklarını vurguladı.
” Türkiye Yüzyılı’nı terörsüz bir şekilde inşa edeceğiz”
Şehitlerin emanetine sahip çıkmaya devam edeceklerini, milleti rahatsız edecek hiçbir adımı bugüne kadar atmadıklarını, bundan sonra da atmayacaklarını kaydeden Tunç, “Meclisimizde alınacak kararlar ve yol haritası doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz, adımlarımızı atacağız ve bu sürecin kalıcı olmasını sağlayarak çocuklarımıza, gençlere daha güvenli, huzurlu bir geleceği armağan edeceğiz. Bu, sizlere bizim borcumuz. Bu borcu öderken sabotajlarla karşılaşabiliriz. O sabotajlara karşı da özellikle bu süreci sekteye karşı da uyanık olacağız ve Türkiye Yüzyılı’nı terörsüz bir şekilde inşa edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu da üniversitelerin bilginin bilince dönüştüğü mekanlar olduğunu söyledi.
İsrail’in saldırdığı Gazze’de yaşananlara da değinen Hacısalihoğlu, “Bizim 7 Ekim’den beri duyarlılığımız en üst düzeyde. 7 Ekim’i bir vahşetin, katliamın, soykırımın başlangıcı olarak sayıyoruz. Çünkü Mayıs 1948’den beri bu zulüm sürüyor. 7 Ekim’de başlamadı.” dedi.
Törende akademik yayınlarda dereceye giren öğretim üyeleri ile üniversitenin bölümlerine birincilikle giren öğrencilere plaketleri verildi.