Merkez Bankası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından faizi 350 baz puan artırarak yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltti. Yeni Şafak gazetesi, mayıs ayında enflasyonun yüzde 35,41’e gerilediğini belirterek enflasyon ile faiz arasındaki makasın 10 puanı aştığını vurguladı. Gazete, ekonomi politikalarını eleştirerek “Binlerce işletme kapısına kilit vurdu, emek yoğun sektörlerde işten çıkarmalar başladı” ifadeleriyle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i hedef aldı.
Yeni Şafak, “Enflasyon verisi, bugün toplanacak Merkez Bankası’na faizlerde güçlü bir indirim yapması için yeterli alan açtı. Yüksek indirim reel sektörün nefes alması için de kritik önemde” değerlendirmesine yer verdi. Daha önce de eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı, 5 toplantıdan 3’ünde faiz artırımı kararı verdiği için eleştiren gazete, “Bu operasyonu kim adına çektiniz” ifadeleriyle Ağbal’ı hedef gösterdi ve ardından Ağbal görevden alındı.
Yeni Şafak, Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapmasını engelleyen baskılara dikkat çekti ve şu ifadelere yer verdi:
“Kredi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle zorlanan sanayicilerin ve yatırımcıların beklentilerinin aksine hareket ederek 17 Nisan’da faizi yüzde 46’ya çıkaran Merkez Bankası’nın (TCMB), bugün yapacağı toplantıda ise indirim adımlarına yeniden başlaması bekleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son açıkladığı verilere göre, mayıs ayında yıllık enflasyon yüzde 35,41 seviyesine geriledi. Böylece Merkez Bankası’nın yüzde 46 olarak belirlediği politika faizi ile yıllık enflasyon arasındaki fark 10 puanı aştı. Beklentilerin altına gerçekleşen enflasyon verisi, Para Politikası Kurulu’na (PPK) faizlerde sembolik değil güçlü bir indirim yapması için yeterli alan açtı.
EKONOMİNİN ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL
Faizlerin yüzde 8,5 seviyesine düşürüldüğü Mayıs 2023 seçimlerinden önceki süreçte enflasyon yüzde 38 seviyesinde bulunuyordu. Ekonomi politikasında iki yıl önce yaşanan keskin makas değişimi sonucunda Merkez Bankası faizleri yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye çıkardı. Ekonominin önündeki tek engel olarak görülen yüksek faize dayalı ortodoks para politikası, enflasyonla mücadelede istenilen sonucu vermek bir yana Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) Mayıs 2024’te yüzde 75,45 ile zirveyi görmesine neden oldu. Kemer sıkma politikaları uygulandığı halde Mayıs 2025 itibarıyla yüzde 35,41’e inen enflasyon, 24 ay önceki seviyelerin altına ancak gelebildi.
BEKLENTİLERİ GÖRMEZDEN GELDİ
Merkez Bankası, 9 ay boyunca yüzde 50’de sabit tuttuğu faizi ilk olarak Aralık 2024’te yüzde 47,5’e indirmişti. Faiz oranları ocak ve martta 2,5’er puan daha aşağı çekilerek yüzde 42,5’e kadar düşürülmüştü. Söz konusu süreçte bugünün şartlarına göre faiz ile enflasyon arasında yalnızca 5-6 puan fark olmasına rağmen PPK, indirim yapmaya başlamıştı. Ancak nisan ayına gelindiğinde muhalefetin yolsuzluklarını örtbas etmek için sokaklar üzerinden yürüttüğü kaos girişimlerini gerekçe gösteren Merkez Bankası, politika faizini yeniden artırdı. Döviz talebindeki sınırlı yükselişi bahane eden Merkez Bankası, birçok kesimin finansmana erişim sorunlarını görmezden geldi ve politika faizini 3,5 puan artışla yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya çıkardı. 13 ay sonra yeniden faiz artırım yönünde karar veren Para Politikası Kurulu, iş dünyasının “Faiz düşürülmeli” beklentilerine rağmen aksi yönde hareket etti.
SEMBOLİK DEĞİL GÜÇLÜ OLSUN ÇAĞRISI
Mayıs ayı itibarıyla yüzde 35,41’e gerileyen enflasyon, Merkez Bankası’nın iş dünyasının beklentileri doğrultusunda indirim yapması için elini rahatlatmış durumda. İstihdamını korumakta zorlanan emek yoğun sektörler artık Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine sembolik olarak değil güçlü bir şekilde başlamasını bekliyor. Parasal sıkılaştırma esaslı program koşulları, ekonomide fren eğilimini giderek somutlaştırırken vatandaşın ve işletmelerin sırtına da ağır yük bindiriyor. Piyasalarda yüksek oranda faiz indirimi yapılmasının reel sektörün rahatlaması açısından elzem olduğu belirtiliyor.”